Güçlü Ekonomi; İstihdamdır
- Kani Fatih Turhan
- 27 Eyl
- 2 dakikada okunur
Bir ülkenin ekonomik çekiciliği, gelişmişliği kitle istihdamındaki başarısıyla değerlendirilebilir.
Bir iş insanı kendisini başarılı, şirketini büyük olarak konumlandırıyorsa; bu onun istihdam ettiği kişi sayısı ile de çok alakalı olmalıdır. Elde edilen ciro veya marka etkisi kadar önemli bir değerlendirme ölçütü olduğunu düşünüyorum.
Bir savaşta elde edilmiş zaferin büyüklüğü ordunun asker sayısı ile belirlenmez. Bu düşünce doğrudur. Zaferin diplomaside ve hayatta getirisi ile ölçümlenir. Bu da doğrudur. Lakin ekonomide durum farklı. Değişkenler kadar sabitlerinde bilincinde olmak şarttır. Çünkü zenginlik kavramı toplumların istihdam ve beceri üretmek arsındaki takasla türemiştir. Bir zenginlik istihdama yönelmiyorsa toplumun bunu devletten talep etmesi de kaçınılmaz bir haktır. Bürokratların da ticareti nasıl yönettiklerini biliyoruz. O zaman bizim üzerimize düşen fedakarlığı yapmamız gerekiyor.
Türkiye'de tarlasını satan bir iş insanı 20, 50, 100 hatta 200 kişi çalıştırınca büyük şirket sahibi olduğunu düşünüyor. Sermayenin şirketi güçlü göstereceği inancı yaygın. Oysa dünya genelinde bu kıyaslamada bizim şirketler maalesef adı bile anılacak durumda değiller. En çok istihdam sağlayan şirketimiz AKFEN 234.000 kişi çalıştırıyor. Ardından Koç geliyor, 130.000 kişi. Üçüncü sırada market zinciri var 95 Bin ile.
Amerika'ya baktığımda 2.1 Milyon ile Walmart var. (Bu da market ) , Amazon 1.56 Milyon ile ikinci ve üçüncü sırada Accenture PLC (Yönetim Hizmetleri diyebiliriz) 774 Bin ile bulunmakta.
Japonya'da birinci sırada Toyota 383 Bin, ikinci sırada NTT INC (Dijital Çözümler) 341 Bin, Sumitomo Electric Industries 288 Bin kişi çalıştırmakta.
Türkiye ile ABD sıralamalarında basamaklar arasında iki kata varan fark bulunurken, Japon şirketleri beklenenin aksine çok yüksek olmasa da birbirine yakın sayıda istihdam sağlamaktadır. Bu da gelir dağılımının adil olduğunu ve istikrarı gösteren başka bir detay. Bu üç ülkeden birine yatırım yapacak olsaydım ve ortaklık kuracak olsaydım bu ülke kesinlikle Japonya olurdu.
Bir tekonoloji startupında yatırımın; hazır kurulmuş bir ekibe değil de, bu sayının çok artacağı inancıyla şekillenmesi, önümüzdeki yıllarda daha da çok önem kazanacağı düşüncesindeyim. Yani artık iş işten geçmeden bunun önemini anlamalıyız. Kitleleri istihdam etmeyen yapıların kalıcı varlık göstereceği düşüncede hiç olmadım ve olacağıma da inancım yok. Verilerde haklı olduğumu gösteriyor.
Startuplar haricinde, mevcut KOBİ'leri de birleştiren ve tek marka çatısında toplayan oluşumlar kurmak mantıklı bir hamle olabilir. İhtiyacımız var. Zombi şirketlerin oluşmasını engelleyen, denetimi kolaylaştıran, sermaye dağılımını dengeleyen ve reakbeti de güçlendiren bir fark yaratacaktır. Bizim KOBİ'miz, en az 7-8 Bin kişi çalıştırabilmeli. Çok zor olduğunu düşünmüyorum. İstersek yapabiliriz. Neticede Türkiye Cumhuriyeti kabile, sülale, şeyhler ve dervişler ülkesi değil.
Güçlü ekonomi; istihdamdır. İstihdam, tam bağımsız bir ülke yaratır.

Yorumlar